Bizim geleceğe yönelik beklentiye girmemiz, biraz da şu an ki mutluluğumuzu geleceğe ödünç vermemiz gibidir... Biz bu anı bırakıp, geleceğe yönelik düşünür ve umutlarımızı geleceğe yükler isek şu anı kaybeder ve gelecekte karşımıza çıkabilecek her sorunda o ne beklentilerle pencerelerden gözlediğimiz geleceği de kaybederiz... En sonunda ise eli boş kalmak olur kısmetimiz... 


 Biz, şu an'ın kötü olduğunu düşünmekten vazgeçip, her anın kendine has iyiliği olduğunun farkına varıp, bütün "şu an"larımızdaki güzellikleri bulmaya, onları görmeye odaklanalım... Böylesi bizim için daha da güzel olur...ve hem şimdi, hem de gelecekte mutluluğu, tebessümümüzü daim ederiz...


Bir insan, ömrünün her anında mutlu ve güleryüz olursa artık mutluluğun bir anlamı olmaz ki hem, yanılıyor muyum?


Yeri geldiğinde bu kalplere hüzün de yaraşır. O yerlerde sürünen hüzünlerimizi "nimettir" diyerek yerden kaldırıp üç defa öpüp başımıza koymak da şükürden sayılmaz mı ki?


Şükredelim o vakit... 

Yorumlar

  1. karanlık olmadan aydınlığın kıymeti bilinmez

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle diye diye gönlümüzü karanlığa mecnun etmek de akıl kar'ı bir iş olmasa gerek...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şeytanla Savaşma Zorunluluğu

Yalnızlık Tiradı

SIÇMANIN FELSEFESI