Yalnızlık Tiradı
Yalnızlığım, ah benim uslanmaz ıssızlığım.. Neden bu kadar vahşisin, neden bunca akıllanmaz?! Tenhalığının kaynağını kurutmak mümkün değil mi? Bu koskoca evrende, bu milyarlarca insan yığınının arasında olmama rağmen nasıl oluyor da bunca ırak, bunca tanrıtanımaz edebiliyorsun beni?...
Sen benim ecelimsin, hayatımın kaynağı sendedir. Bencilsin sen, sadece senin olayım istiyorsun. Yanımdan yöremde hiçbir silüetin olmasına müsaade etmiyorsun! Gaddar, isyankar ve de vurdumduymazsın sen... En nefret ettiğin şeydir mutluluğum, benim saf, katıksız ve de masum mutluluğum. Hani düşman olsa, hani kalbi taştan olsa, hani kafir olsa yine bir sokak hayvanına merhamet eder ya elin vahşisi; işte sen ondan betersin!
Tek istediğin benim, sadece ben. Benden başka kimseyi yaklaştırmıyorsun bile yörene ve yöreme. Tek amacın kendim olmam, kirletilmemiş olmam, katıksız olmam. Neymiş, kitap yazacakmışım, kendimi bulacakmışım; hadi oradan! Palavra bunlar efendim palavra! Sadede gel. Sen, düşmanımsın benim...rakibimsin! Beni "yalnızlar hanê"ne yazdırmaktan başka bir derdin yok senin!
Benim önemsediğim mutluluğum ve iç huzurum iken senin için önemli olan tek şey potansiyelim. Duyan mücevher sandığı sanacak! Oysa tepi topu bir kırıntı cam parçası var benden içeri...kırık, dökük, ezik...
Varsın öyle olsun ey ıssızlığım. Varsın yine dediğin gibi olsun. Varsın müebbet yiyeyim mapushanende, fikir çürüteyim, hüzün eskiteyim... Senden kaçtım sanmıştım, kurtuldum demiştim; aldanmışım... Sen hep yanıbaşımda, hep ayağımın dibinde, hep bilincimin karanlık köşelerindeymişsin meğer...
Varsın öyle olsun ey ıssızlığım. Varsın sen galip çıkmış olasın bana karşı. Çekiyorum bütün beyaz bayraklarımı; -evet, babamdan çarptığım o beyaz atlet dahil... Sen kazandın. Galip sensin, muzaffer sensin, fatih sensin... Bense bir yorgun adam, bir masum çocuk, bir kırılgan yürek...
Varsın öyle olsun ey ıssızlığım. Varsın dediğin gibi olsun bu sefer de. Sana, kuşatmaya aldığın kalenin -yani benim- bütün kapılarını açıyorum sonuna kadar. Akın akın geç duvardan içeri. Sana karşı boynum incedir kıldan. Sana karşı bir yudum sudur duvarlarım... Hoş geldin... Seni çok özlemiştim...
02.11.2021
Duyan mücevher sandığı sanacak! Oysa tepi topu bir kırıntı cam parçası var benden içeri...kırık, dökük, ezik...
YanıtlaSil