WİTHNAİL and I FİLMİ - "DANNY" KARAKTER ANALİZİ
Film boyunca yalnızca Withnail'in o trajik zamanı ile Danny'nin başka bir zamanını gördük hayatlarından. Öncesi veya sonrasına dair neredeyse hiçbir şey yok. Film esnasında Withnail'in hala beklentisi var, ama Danny beklemeyi bırakalı bayağı olmuş gibi. Orayı yaşayıp geçmiş ağırlığı var tavrında.
Withnail'in trajikliğini biraz ilk dalga trajikliği olarak görüyorum. Yani daha çok düşüp kalkacak, o toyluk gidecek zamanla.
Danny hakkındaki yargıyı gördüğümüz sahnelerden veriyoruz. Oysa Danny'i Danny yapan geçmişteki yaşamı deneyimleri tecrübeleri vesaire. Filmin sonlarındaki sahnede Danny'nin söylediği sözlerin derinliği şiir okuduğu sahne dışında hiçbir yerde yok. O şiir de o anki durumla çok uyumlu olduğu için müthiş bir derinlik kazandı keza. Başka bir yerde karşımıza çıksa belki o kadar etkilemez, ama neredeyse son sahnede o şiir tam otursun diye bu film çekilmiş denilse yeridir
Danny'nin sadece bireysel sıkıntılarla o duruma gelmediği, aynı zamanda dünyanın halinin de fikrinde etkisi olduğunu anlamak zor değil. Yani hem bireysel, hem de toplumsal bir vazgeçişi ele alarak bakıyor hayata. Bu da karakterine ayrı bir önem ve derinlik kazandırıyor.
Filmin sonunda bize Withnail'in hayatının nasıl devam ettiği gösterilmiyor. Belki de de tam orada duracak ve Danny gibi orta yolu bulacak. Çünkü her şeyden önce bir defa yaş etkeniyle birlikte bir olgunluk da geliyor ve çocuk gibi ağlayıp sızlama duruluyor ve daha yaşamla izdüşümsel bir yolda ilerleniyor zaman içinde.
Özellikle halat örneğinde Danny'nin dolaylı ve saklı olarak Withnail'e "Senin geçtiğin yolu biliyorum, geçtiğin yoldan ben de geçtim. Seni senden daha iyi tanıyorum. Karşında iki yol var: ya halatı hemen bırak sen de arkadaşının şu an bırakacağı gibi. Ve düzenli bir yaşamın çarkına uy, ya da sonuna kadar tutunmaya devam et ve günün birinde benim de düştüğüm gibi düşmeyi bekle bu yaşam dinamiklerine." dediğini düşünüyorum.
Bu sahnede Danny ile ikisinin konuşmaları ayrı ve birbirinden bağımsız konuşmalar gibi lanse ediliyor, ama aslında tek bir konuşma. Danny Marwood'a biraz daha ot iç diyor. Aslında burada yaptığı Marwood'a bir seçenek vermek, halata tutunma seçeneği. Marwood da sembolik bir yanıt veriyor ve biraz şeker yiyeceğini söylüyor. Bunu söyleyerek aslında Danny'e halatı bırakarak yaşam çarkına uyacağı mesajını veriyor.
Bunu hemen kavrayan Danny'nin verdiği cevap çok sembolik; Marwood, "şeker yiyeceğim" dedikten sonra Withnail'e dönüp "Bu günümüzü yansıtan talihsiz bir politik karar." diyerek günümüzde insanların nasıl da kanıksamaya, çarkın bir parçası olmaya, başkaldırı ruhundan caymaya, heyecandan ve belirsizliklerden kaçarak robotikleşmeye bir eleştiri getiriyor.
Biraz da Naked filmindeki Johnny gibi Danny. Benzer yolların ve başkaldırıların insanı Johnny ile. Hala inatla sürdürüyor toplumun bir çarkı olmama konusundaki kendinden emin duruşunu. Binaenaleyh, işini çok iyi bilen zeki bir adam imajına da sahip, her yerde söyleyecek sözü var. Bu da, isterse güzel bir hayat yaşayabileceği ama istemediğini gösteriyor.
Withnail bir kaybeden ve beceriksiz, dahası eline güç geçtiğinde de kendini kaybedebilecsk bir tarafı var. Ama Danny'de bu yok, hissettiriyor güçlü bir iradeye sahip olduğunu.
Marwood ve Withnail'in yeraltı hayatında acemi olduklarını, hatta ergenlikten tam çıkamadıklarını, hala hayatın çabalamadan istedikleri yere gidebileceği düşüncesinde olduklarını ve beklentilerinin henüz son bulmadığını; çocuksu bir sorumsuzlukla naz yaptıklarını söylemek yanlış olmasa gerek... Oysa Danny'de ise oturmuş bir yeraltı olgunluğunun olduğunu görmek mümkün. Çabalamayı, umut etmeyi, dünyanın çok daha güzel olacağına inanmayı bırakmış; artık yaşamın acımasız ve soğuk yanıyla izdüşümsel bir algılayışa ulaşmış. Yaşam hususunda belirli bir olgunluğa erişmiş, olayları yalnızca duygularının ekseninde değil, aynı zamanda bilincinin ışığında ele alıp kendinden soyutlanarak da gözlemleyebilen, kendisini dünyanın merkezinde görmekten vazgeçmiş bir insan olduğunu söylemek mümkün Danny hakkında.
Marwood ve Withnail ise halen dünyanın kendi çevrelerinde döndüğü yanılgısında. Durumları, olayları ve yaşamı kendi duygu ve düşünceleri üzerinden yorumlayan, bireysel düşünen, hayal perest olduklarına inanan gençler henüz. Tabiri caizse kırk fırın ekmek yemesi lazım sözüne ziyadesiyle muhatap olan insanlar.
&
Danny, söylediği her sözde planlı bir şekilde oyun yürütüyor. Marwood gelir gelmez "rolün nasıl gitti" diyerek nabzını ve konuşma şeklini seçiyor, sonra da nereye gittiklerini - daha önce duymuş olmasına rağmen unutmuş gibi yapıp- sorararak tekrar konuyu oraya getirdi ve oradan da eskilerden çok bir şey kalmadığını, 80'lerin bitmek üzere olduğunu söyleyip, mülteci sorununun daha çok artacağını belirtti ve o kaotik korkuyu Marwood'un ruhuna işkedikten sonra onun da o mültecilerden farkının kalmadığını yüzüne vururcasına "Geçenlerde buralarda seni arayan bir moruk vardı. Sanırım senin ona 266 pound kira borcun varmış." dedikten sonra "Ona kemirgenlerle dolu bir evin kirası olmayacağını söyledim." diye ekledi ve Marwood'a statüsünü ve yaşadığı çöplük gibi durumu hatırlatarak önündeki iki seçeneğin birbirinden ne derece zıt kutuplarda olduğunu gösterdi
Ardından ev sahibi hakkında "Sinirlendi. Bana çok fena diklendi." deyince Withnail "Öfkelendi yani" diye sordu, o da Marwood'un gözü iyice korksun ve paniklesin diye "Defolup gitmesini söyledim" diyerek Marwood'a öldürücü darbenin kapanışını yaptı.
Bu ana kadar sakin ve gayet keyifli olan Marwood, Danny'nin bu sözlerinden sonra öfkelenmeye ve zıvanadan çıkmaya başladı. O anda Withnail ile konuşurken otun etkisini ve Withnail'in direncini hesaplayıp tam olarak kahkahalarla güleceği şekilde "Kanunlar bayağı ilgimi çeker, cidden." dedi bütün odağını Withnail'e çevirerek. Withnail ise zaten normalde de zayıf olan direnci otun ve Danny'nin o psikolojik baskısıyla zıvanadan çıkarcasına kendini yere atıp kahkahalar atmaya başladı.
Sonra tekrar dönüp yerde kahkaha atan Withnail'e bakan Marwood'a "Biraz uçtu." dedi. Bu da haliyle Marwood'un manipüle olup paniklemesine, kendi durumlarının vehametini aniden gözleri açılmış da yeni fark ediyormuş gibi düşünmesine sebebiyet verdi.
Evraklardan söz edip iyice Marwood'u panikletip bir kaç defa ne evrağı diye sorduktan sonra içinde bir sürü çer çöp pislik olan çantayı baş aşağı koltuğa döktü. Bu da iyice eve batakhane çöplük havası verdi kırık camlar teörisinin etkisiyle. O çöplerin arasından kaldırdığı çekleri görünce Marwood ne kadar kimin eli kimin cebinde belli değil bir hayatın içine düştüğünü düşünmeye başladı iyice güvensizlik hissiyle birlikte.
Tam o esnada o zenci adamın konuyla tamamen alakasız bir şekilde o dünya küresini çevirip şamanlar gibi kalın bir sesle ayin yapmaya başlayınca ortada kendinden geçmiş bir şekilde kahkaha atan ev arkadaşı, bir torbacı ve şaman ayini yapan konuyla hiçbir alakası olmayan, tanımadıkları bir siyahi adamı görüntüsünü oluşturdu, ki bu da tam olarak işlerin çığırından tamamen çıktığı andır. O esnada evraklara bakarken aralarında evi tahliye kararını da görünce psikolojisi daha fazla sağlamak duramayıp çöküşe doğru gitmeye başladı.
Sanki o an, onun dışında hiçbirinin gözü açık değilmiş gibi, sadece uyanmış da diğer üçü de insanlığından çıkmış şempanzeler gibi gelmeye başlıyor Marwood'a. O zihinsel yoğunluğu kaldıracak gücü olmadığı için hemen diğer ikisine göre duruma hakim ve kendinde gibi görünen Danny'e yanaşarak biraz yatıştırıcı vermesini istedi beyninin zonkladığını belirterek. Danny ise durumun onun avantajına dönmesinin verdiği bir rahatlık ve güvenle ağır ve kendinden emin bir ses tonuyla olabilecek en doğru tavsiye olan "Değiş dostum. Nötr alanını bul. Acele etme. Geçecektir. Sakinleş." gibi sözler sarf etti Marwood'a. Ancak bunu yaparken sanki yanında kendinden geçmiş Withnail yokmuş gibi sakin ve elindeki cigarayı Marwood'un gözüne soka soka sallıyordu. Bu da Marwood'a "Ben kimlerle konuşuyorum, kimlere laf anlatıyorum böyle." diye düşündürüp bütün direncinin kırılmasını, içinde olduğu durumun düzeltilemeyecek kadar berbat olduğunu düşünmesine ve sinirlerinim boşalmasına neden oldu. Histerik bir şekilde gülümseyerek "Senin de acayip bir biçimde kafan güzel, değil mi?" diye sorarken aslında Marwood Withnail'in sonda şiirle yaptığı gibi beyaz bayrağı çekmiş oldu ve mücadeleyi bıraktı. Artık onlarla yollarının ayrıldığına ikna oldu. Danny "Cigara yüzünden" diyerek konuyu farelere cigara verdiğine getirdi, ki bu da en büyük patlak nedeni oldu. Böylece mücadeleyi bırakmanın ardından olabilitesi yüksek olan pişmanlık ve geri dönme isteğinin tamamen engellenmesini ve Marwood'un bütünüyle emin olmasını ve filmin sonuna kadar da tereddütsüz kalmasına neden oldu. Tâbi bunda, bu cesareti gösterebilmesindeki en büyük etken de normal bir oyunculuk beklerken beklentisinden de öte bir fırsat olan başrollüğün gelmesidir elbette. Böyle müthiş bir kurtuluş yolu yokken öyle bir cesarete tutunamaz, o yılgınlıkla mücadele etmeye devam ederdi en iyi bildiği şey bu olduğu için.
Danny ve Marwood arasında geçen konuşma Danny'nin "Rolü kapabildin mi dostum" diye sormasıyla başlamıştı. Yani konuşmanın en kilit noktası.. Eğer menajeri kendisine rolü kapamadığını söylese Danny konuşmayı bambaşka bir şekilde sürdürecekti ve durum bambaşka yerlere gidecekti.
Bu sahnede Danny'nin yapmaya çalıştığının Hannibal Lecter gibi ufak dokunuşlarla sonrasında ne olacağını görmek istemek olduğunu düşünüyorum biraz da. O, yaşamlarla oynamaya ve sonucunda olacaklara duyulan merak...
Ve sanırım biraz da zaten olabilecek şeylerin sürecini hızlandırarak yardımcı olduğunu da düşünüyorum ikisine. İkilemlerden, tereddüt ve belirsizliklerden azade olup istikbalde yapacaklarını daha çabuk yapmalarını sağlamaya yönelik bir destek. Bir başka husus ise onları sınama merakıydı diye düşünüyorum. İki yol ağzında kaldıklarında hangi yolu seçeceklerini, iradelerinin ne kadar sağlam olduğunu sınamak, gibi...
Yorumlar
Yorum Gönder